Almanya’da aşırı sağ parti AfD’nin üst düzey isimlerinden biri İkinci Dünya Savaşı’na ilişkin değerlendirmesi nedeniyle yaklaşan seçimden çekilmek zorunda kaldı.
Maximilian Krah isimli siyasetçi, Nazilerin paramiliter gücü SS organizasyonu için “her üyeleri otomatik olarak suçlu kabul edilemez” dedi.
Krah yaklaşan Avrupa Birliği seçimlerinde partinin önde gelen adayıydı.
Söz konusu açıklamayı İtalyan gazetesine yapan Krah, “Bu durumdan duruma değişir. Her suçu ayrı ayrı değerlendirmelisiniz” dedi.
Krah bu düşüncesini Alman yazar Gunter Grass’ın da SS üyesi olduğu örneğini vererek desteklemek istedi.
Nobel ödüllü Grass, farklı kitaplarında, çocuk yaşta Alman ordusuna nasıl katıldığına ilişkin bölümler kaleme almıştı.
Tüm SS üyelerinin suçlu sayılamayacağını savunan Krah, “Birini suçlu ilan etmeden ne yaptığını bilmek isterim” ifadelerini de kullandı.
Türkçe’ye ‘Koruma Taburları’ olarak çevrilebilecek olan Schutzstaffel kelimesinden türetilen SS üyeleri, 1930’lu ve 40’lı yıllarda birçok katliama imza attı.
SS, altı milyon Yahudi’nin öldürüldüğü soykırımda da başroldeydi.
Maximilian Krah’ın seçimden çekilmesine yol açan SS çıkışı karşısında, Fransa’nın aşırı sağcı lideri Marine Le Pen de adım atıyor.
Fransız radyosuna konuşan Le Pen, partisinin artık, AB parlamentosu sıralarında AfD ile yan yana oturmayacağını söyledi.
Fransız siyasetçi, “Acilen güvenlik duvarı oluşturmamız gerek” ifadelerini kullandı.
“Güvenlik duvarı” (Cordon sanitaire) ifadesi, görüşleri çok aşırı olarak değerlendirilen siyasi partilerle işbirliğinin reddedilmesi olarak tanımlanıyor.
Bu, Fransız siyaetçiler tarafından, Le Pen ile çalışmayı reddederken başvurdukları bir ifadeydi.
Fransa’da aşırı sağın partisi Ulusal Cephe (RN) liderleri Marine Le Pen ve Jordan Bardell ile AfD lideri Alice Weidel, anlaşmazlıkları gidermek için Şubat ayında bir araya geldi.
AfD ‘Nazi’ suçlamalarını reddediyor
Parti, Doğu Almanya’da güçlü
Ancak Fransa partisi kamuoyuna yansıyan gelişmeler sonrası AfD ile arasına mesafe koymaya başladı. Bu gelişmeler arasında, etnik Alman olmayanların Alman medyasına yansıması da vardı.
Le Pen etnik kimlikleri nedeniyle insanların toplu göçe zorlanmasını reddettiğini söyledi.
Almanya için Alternatif (AfD) partisi lideri Weidel böyle bir plan yaptıkları iddiasını reddediyor.
Wall Street Journal’a konuşan Weidel, böyle bir adımın Alman anayasasına aykırı olmasının yanı sıra insan haklarına da karşı olacağını söyledi.
Avrupa Birliği seçimleri 6-9 Haziran tarihleri arasında yapılacak.
Haziran’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde aşırılık ve yolsuzluk iddialarıyla boğuşan AfD, anketlerde düşüş yaşasa da ülke genelinde ikinci sırada yer alıyor.
BBC’nin son araştırması partideki bazı isimlerle, Alman makamları tarafından anti-demokratik veya ırkçı olarak sınıflandırılan bazı aşırı sağcı gruplar arasında açık bir geçişkenlik olduğunu tespit etti.
Parti özellikle Doğu Almanya’da güçlü olmaya devam ediyor.